Bakan Çelik: Kaçmıyoruz, örtbas ettiğimiz bir şey yok

AB Bakanı Çelik: "(FETÖ'nün darbe girişimi) Neyin kanıtını bekliyorlar diye açık ve net bir şekilde kendilerine sordum. Daha fazla kanıt, daha çok konuşma, biz buna hazırız, bundan kaçmıyoruz, örtbas ettiğimiz bir şey yok"

Kaynak : Anadolu Ajansı
Haber Giriş : 25 Mart 2017 16:51, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42
Bakan Çelik: Kaçmıyoruz, örtbas ettiğimiz bir şey yok

Avrupa Birliği (AB) Bakanı ve Başmüzakereci Ömer Çelik, İngiliz parlamentosunun alt kanadı Avam Kamarasının Dış İlişkiler Komisyonunun Türkiye ile ilgili yayımladığı rapora ilişkin, "Bu tip raporlarda ya bizim görüşlerimiz hiç alınmıyor ya da alındıktan sonra bir kenara bırakılıp tek taraflı yazılıyor." ifadelerini kullandı.

Bakan Çelik, bu yıl Antalya'da altıncısı düzenlenen Türk-İngiliz Tatlıdil Forumu'ndaki "Türkiye'de Darbe Girişimi ve Sonrası" konulu panelde yaptığı konuşmanın ardından Forum'a ve gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulunarak gazetecilerin sorularını yanıtladı.

Çeşitli raporlarla Türkiye'nin darbe girişimine ilişkin aldığı tedbirlerin tartışıldığını aktaran Çelik, İngiliz parlamentosu Dış İlişkiler Komisyonunun Türkiye raporuyla ilgili olarak, "Yeterince kanıt var mı" sorusunu anlamakta güçlük çektiğini ifade etti.

Pek çok darbecinin zaten savcılık ifadelerinde Fetullahçı Terör Örgütü (FETÖ) üyesi olduklarını ve darbeyi FETÖ elebaşı Fetullah Gülen adına gerçekleştirdiklerini açıkça söylediklerinin altını çizen Çelik, ayrıca birçok yargıcın da önemli davalarda elebaşı Gülen'in talimatıyla hareket ettiği yönünde söylemleri olduğunu hatırlattı.

Bakan Çelik, "Neyin kanıtını bekliyorlar diye açık ve net bir şekilde kendilerine sordum. Daha fazla kanıt, daha çok konuşma... Biz buna hazırız, bundan kaçmıyoruz, örtbas ettiğimiz bir şey yok." diye konuştu.

Forum'da raporda imzası bulunan bir kişinin "Daha çok kanıta ihtiyacımız var." sözlerine karşılık olarak Çelik, bu raporların tek taraflı hazırlanmaması gerektiğini dile getirdiğini aktardı.

Bakan Çelik, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Türkiye'nin parlamentosunda da o gece o bombaların altında mücadele vermiş, iktidar ve muhalefetten milletvekilleri var. Bu tip raporlar hazırlanırken bizim milletvekillerimizle, gerek AK Parti'den gerek muhalefet partilerinden, bir araya gelin ve ortak bir rapor hazırlayın. Anlaştığınız konular, anlaşamadığınız konular net bir şekilde, ortaya koyulsun. Yani bu raporlar hazırlanırken hiç kimse detaylara bizim kadar hakim olamaz. Ama sadece bizi de dinlemesinler. Muhalefet partilerinden milletvekili arkadaşlarımızı da dinlesinler, onların hepsi o gece kahramanca parlamentonun bombalanmasına karşı parlamentoyu korudular. Bu tip raporlarda ya bizim görüşlerimiz hiç alınmıyor ya da alındıktan sonra bir kenara bırakılıp tek taraflı yazılıyor."

Ömer Çelik, 15 Temmuz'un ardından alınan tedbirlerle FETÖ'nün darbe girişimiyle gerçekleştirmek istediği tehlikenin büyük oranda bertaraf edildiğini anlattı.

Çelik, "Ama hiç kimse, tehlikenin bittiğini düşünmesin." diyerek, FETÖ'nün tamamen gizlenme ve "kimliği sürekli halının altına süpürerek var olma" üzerine kurulu bir örgüt olduğunu ve buna karşı herkesin müteyakkız olması gerektiğini kaydetti.

Avrupa Birliği (AB) Bakanı ve Başmüzakereci Ömer Çelik, AB ile ilişkiler konusunda, "Türkiye, kuşkusuz Le Pen'in, Wilders'ın ya da Sarkozy'nin kafasındaki Avrupa'nın parçası olmak istemiyor. Türkiye, demokratik özgürlüklere inanan, bu temelde çalışan bir Avrupa'nın parçası olmak istiyor." ifadelerini kullandı.

Altıncı Türk-İngiliz Tatlıdil Forumu'ndaki "Türkiye'de Darbe Girişimi ve Sonrası" konulu panelde yaptığı konuşmanın ardından Bakan Çelik, Forum'a ve gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulunarak, gazetecilerin sorularını yanıtladı.

Türk-İngiliz Tatlıdil Forumu'nun önemine dikkati çeken Çelik, Forum'da iki ülke ilişkilerinin pek çok açıdan ele alınarak beyin fırtınaları gerçekleştirildiğini aktardı.

ABD'den gelen transatlantik ilişkileri sorgulayan mesajlar, Çin'in küreselleşme ve serbest ticaret yanlısı söylemleri, İngiltere'nin Brexit kararı, Türkiye'nin AB ile Gümrük Birliği anlaşmasının güncellenmesi süreci, Avrupa'daki seçimlere bakıldığında Çelik, "Bu senenin sonunda farklı bir dünya fotoğrafı, Avrupa fotoğrafı ortaya çıkacak gibi gözüküyor." diye konuştu.

Bu çerçevede Çelik, Türkiye'nin İngiltere ile ikili ilişkilerinde ortak alanları artırmak, Avrupa ve Ortadoğu meselelerine yönelik daha güçlü iş birliği ortaya koyabilmek açısından Forum kapsamında yapılan tartışmaların çok verimli geçtiğini ifade etti.

Forum çerçevesinde gerçekleştirilen "Türkiye'de Darbe Girişimi ve Sonrası" panelinde, İngiltere'nin Avrupa ve Amerika'dan Sorumlu Devlet Bakanı Alan Duncan ile beraber konuşma yaptıklarını aktaran Çelik, Duncan'ın Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz'daki darbe girişiminin ardından Türkiye'yi ilk ziyaret eden Avrupalı siyasetçi olduğunu da hatırlattı.

Türkiye'nin darbe girişimine karşı mücadelesinde Avrupa'nın yeterli dayanışma göstermediğini dile getiren Çelik, İngiltere gibi Avrupa'dan da o zaman bu ziyaretin yapılabileceğini kaydetti.

Avrupa'nın bu tutumuyla bütün dünyaya demokrasi mesajı verme fırsatını kaçırdığını ifade eden Bakan Çelik, "Tabii ki Türkiye, demokrasisini koruyacak, egemenliğini koruyacak güçtedir." diye konuştu.

- ABD ve Birleşik Krallık'ın uçuşlara elektronik cihaz yasağı

ABD ve Birleşik Krallık'a yapılan doğrudan uçuşlara getirilen elektronik cihaz yasağını değerlendiren Bakan Çelik, yetkililerin bu konudaki görüşmelerinin sürdüğünü belirterek, Forum'daki görüşmelerde de bu yasağın yanlış olduğunu ve olumsuz sonuçları olabileceğini dile getirdiklerini ifade etti.

Çelik, "Güvenliği artırmaktan ziyade, yolcuları tedirgin eden, ulaşım ve seyahat özgürlüğünü rahatsız eden sonuçlar doğurabileceği açık ve net bir şekilde söyleniyor." dedi.

Akıllı telefonlar ile tabletlerin aynı teknolojiye sahip sadece biraz daha büyük cihazlar olduğunu vurgulayan Çelik, ebattan kaynaklanan bir güvenlik krizinin söz konusu olamayacağını bildirdi.

Bakan Çelik konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Bazı haberler çıkıyor, bazı havaalanlarının geri plana itilmesi şeklinde. Eğer böyleyse, yani güvenlik konuları birtakım ticari davranışların unsuru haline getiriliyorsa bu dünya için daha da tehlikeli, sıkıntılı bir tablo ortaya çıkarır. Bugünün dünyasında insanların aidiyetlerini, terörle mücadele konusundaki gönüllü katılımlarını daha çok almak lazım. Bu tip davranışlar, terörle mücadele konusunda insanların katılımlarını da engelleyen, onları bu mücadeleden de soğutan davranışlar haline gelir."

Türk Hava Yolları ile İstanbul Atatürk Havalimanı'nın güvenlik konusuna son derece önem verdiğinin altını çizen Çelik, öte yandan terör saldırılarının "en güvenli" denilen havaalanlarında da gerçekleştiğini hatırlattı.

Bakan Çelik, "Sadece belli havaalanlarını ayırıp, diğerlerini geride bırakmak kuşkusuz bir çifte standart olarak değerlendirilir." diye konuştu.

- AB ile ilişkiler

İş birliğinin her zaman için çatışmadan iyi olduğu görüşünü belirten Çelik, Türkiye'nin demokrasi ve insan hakları temelinde refahı, barışı inşa etmede daha çok iş birliği yapabilmek için AB'ye üye olmak istediğini söyledi.

Çelik, "Türkiye, kuşkusuz Le Pen'in, Wilders'ın ya da Sarkozy'nin kafasındaki Avrupa'nın parçası olmak istemiyor. Türkiye, demokratik özgürlüklere inanan, bu temelde çalışan bir Avrupa'nın parçası olmak istiyor. Ve bu tip Avrupa'nın güçlenmesine, geleceğini inşa etmesine de Türkiye'nin güçlü bir katkısı olur." şeklinde konuştu.

Avrupa'da aşırı sağın yükselmesine ilişkin, 1980'li yıllarda Hollanda'da merkez partiler oyların yüzde 85'ini alırken, bu oranın şu an yüzde 45'lerde kaldığını dile getiren Çelik, "Bu, aşırı sağın yükselmesinin ciddi bir rakamsal gerçek olduğunu gösteriyor. Yani bu sadece Türklerin yorumu olarak değerlendirilecek bir şey değil. Bunun adını net bir şekilde koymak lazım." ifadelerini kullandı.

- AB'nin 60. yıl dönümü toplantısı

AB'nin kurucu anlaşması kabul edilen 1957 tarihli Roma Anlaşması'nın 60. yıl dönümü dolayısıyla yapılan törene de değinen Çelik, Birlik'ten ayrılmak isteyen İngiltere ile Birlik'e katılmak isteyen aday ülkelerin bir tutularak toplantıya davet edilmemesini bir "vizyon eksikliği" olarak niteledi.

Türkiye'nin AB üyesi olmasa da, tarihsel olarak büyük bir Avrupa gücü ve yaklaşık 100 yıldır da güçlü bir Avrupa demokrasisi olduğunu vurgulayan Çelik, "Türkiye ile olan ilişkilerin, Avrupa'daki iç siyaset konularına ya da konjonktürel mevzulara feda edilmemesi gerekir. Bundan kimse karlı çıkmaz." değerlendirmesinde bulundu.

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber